Önce tarihi evlerin bulunduğu eski
sokakları geziyoruz. 18. yüzyıl Kütahya Evleri’nin topluca korunduğu
Germiyan Sokak, arnavut kaldırımları, elektrik ve telefon direkleri ile
tellerinin bulunmadığı, Kütahya'daki tarihi kent dokusunun en güzel
örneğidir. Ulu Camii, Germiyan Beyi Yakup Bey’in Türbesi ve Çini
Müzesi’ni ziyaret ediyoruz. Çini Kütahya’nın simgesidir. Günümüzde
Kütahya çinileri, dünyanın dört bir yanındaki müzelerde sergileniyor.
İngiltere’nin üniversite kenti Cambridge müzesinin en kıymetli parçaları
arasında yer alıyor. Kütahya porseleni ve çini alışverişi için verilen
serbest zamanın ardından; Kütahya'ya veda ederek, Eskişehir’e doğru yola
çıkıyoruz.
ESKİŞEHİR’e ulaşınca, ona Avrupai kent görünümü veren ve şehrin akciğeri
olan KENT PARK’ı ve yaratılan güzellikleri görüyoruz. Türkiye’nin ilk
yapay plajı, havuzları ve havuzlarındaki dillere destan süs balıkları,
oyun grupları, gül bahçeleri, spor alanları, heykel ve anıtları,
restoranları, eğlence mekanları, göleti ve at binme alanlarında keyifli
zamanlar geçiriyoruz. Ardından otelimize yerleşiyor ve akşam yemeğimizi
alıyoruz. Yemek sonrası gezintiye çıkarak, Eskişehir’in cıvıl cıvıl gece
manzarasını, Porsuk Çayı üzerindeki köprüleri, kenarındaki kafeleri
görüyor, akşam çaylarımızı içerek, otelimize geri dönüyoruz. Geceleme,
şehir merkezindeki SENNA CITY HOTEL ya da ENOTEL KARACA’da.
GÜN 2 / Pazar:
Kahvaltımızın ardından tarihi ODUN PAZARI MAHALLESİ’ne gidiyor, çıkmaz
sokakları, ahşap süslemeli, bitişik düzenli cumbalı evleri dolaşırken
tarihe tanıklık ediyoruz. Cam Müzesi’ni ve Yılmaz Büyükerşen Balmumu
Heykeller Müzesi’ni ziyaret ediyoruz. Atlıhan Lületaşı El Sanatları
Çarşısı, KURŞUNLU CAMİİ ve KÜLLİYESİ’ni de gördükten sonra; Cumhuriyet
Tarihi Müzesi’nde Atatürk’e ait fotoğraf ve eşyaların bulunduğu sergiyi
dolaşıyoruz. Ardından, Köprübaşı’na gidiyor, dileyen konuklarımızla,
(ekstra) motorlarla Porsuk Çayında Gondol sefası yapıyoruz. Şimdiki
rotamız, BİLİM SANAT ve KÜLTÜR PARKI… Parkta, Korsan Gemisi ve Nuh’un
Gemisi’nin yanı sıra 25 bin metrekarelik bir gölet, park çevresinde
dolaşan buharlı mini tren, çocuk oyun alanları, gözlemevi, masal şatosu,
2 bin kişilik anfi tiyatroyu da görerek, bu güzel kente veda ediyoruz.
Gece geç saatlerde İzmir’e ulaşıyor, başka bir AMPURIA TOUR gezisinde
buluşmak üzere vedalaşıyoruz.