1. Gün İstanbul - Münih - Salzburg
Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminalinde yetkililerimiz ve rehberimiz
ile buluşma. Bilet ve gümrük işlemlerinin tamamlanmasının ardından, Türk
Hava Yolları'nın seferi ile Münih'e hareket ediyoruz. Varışımızın
ardından yaklaşık 1 saat sürecek olan Salzburg'a transferimiz
gerçekleşiyor. Köyler gezimizin ilk durağı, kelime almanı tuz kalesi
olan Salzburg, Avusturya'nın tam ortasında yer alan 150.000 nüfuslu
küçük bir şehridir. Peki yılda 5 milyon kişinin ziyaret ettiği Salzburgu
bu kadar cazip kılan nedir? Salzburg, ünlü besteci Mozartın sadece
doğduğu şehir değil ayrıca yaşayıp en güzel bestelerini yarattığı yer
olmasıyla birlikte tarihi binaları ile de görülmeye değerdir. Turumuza
UNESCO tarafından dünya mirası listesine eklenmiş Altstadt (eski şehir)
bölgesinde yürüyüş yaparak başlıyoruz. Yürüyüşümüz sırasında 9. Ve 10.
YYlardan kalma binaların halen nasıl dimdik ayakta kaldığına hayret
edeceksiniz. Her binanın üzerinde yazan iki tarih göreceksiniz. Bu
tarihlerden eski olanı binanın yapılış yılını, yeni olanı ise yenilenme
yılını gösterir. Gezimize panoramik olarak Mirabel Sarayının
bahçelerini, Salzburg Katedrali ve Avrupa nın en yüksek kalelerinden
biri olan Salzburg kalesini ziyaret ederek devam ediyoruz. Turumuzu
tarihin en önemli yapıtlarından biri olan başkanlık sarayını dışardan
ziyaret ederek sonlandırıyoruz. Tur sonrasında otelimize yerleşme ve
geceleme.
2. Gün Salzburg - Hallstatt - Salzburg
Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından gezimizin ikinci gününü şöyle
tanımlayabiliriz: "Cehennem var mıdır bilemeyiz ama Cennet var ise
orası Hallstattdır". Bir saatlik otobüs yolculuğunun ardından Hallstatta
varıyoruz. Doğal güzelliğin yanı sıra 7 bin yıla varan geçmişi ile
UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine alınmış olan bu kasabayı
keşfetmeye başlıyoruz. Geçmişi bronz çağına kadar uzanan bu kasabada
sadece tek bir yol var ve araç trafiğine izin verilmiyor. Bu masalsı
güzergahta ilerlerken şirin kilise, ufak şelaleler ve tuz ürünleri
satılan sevimli dükkanlar önümüzü kesecek. Turumuzu ünlü Beinhausdaki
ilginç sergiyi gezerek tamamlayacağız. Serginin ilginç bir hikayesi var.
Beinhaus kelime anlamıyla kemik evi demek. Kasabanın mezarlığının nüfus
için son derece yetersiz olmasından dolayı ölülerin kemikleri makul bir
süre sonra mezardan çıkarılıyor, çeşitli boya ve süslemelerle
sergileniyor. Tabii aile adları belirtilerek. Akşamüstü Salzburg a
cenneti geride bırakarak dönüyoruz ve geceleme otelimizde.
3. Gün Salzburg - Münih
Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, biranın başkenti Münihe
doğru yola çıkıyoruz. Bir buçuk saatlik otobüs yolculuğunun ardından
tarihi kente varıyoruz. Şehir turumuz, şehrin merkezi Marienplatz
meydanında başlıyor. Meydanda St. Peter kilisesi eski Belediye Sarayını
görüyoruz. Saat tam 12de Rakhaus binasının kulesindeki saat şovunu
izleyeceğiz. Turumuza tarihi bira merkezini ziyaret ederek devam
ediyoruz. Pfizer Strasseye açılan küçük meydan çeşitli kafeleri ve
birahaneleri barındırıyor. En ünlüsü olan Hofbrauhaus, 1589 Bavyera Dükü
V. Willhelm tarafından kurulmuştur. Mekanda bugün aynı anda 4.500 kişi
bira içebiliyor. Bu son derece turistik mekan birahaneden ziyade müzikli
bir sohbet evi gibi. Ortada bir sahne, üzerinde kahverengi veya yeşil
keçeden yapılmış askılı şortlarıyla yerel Bavyeral kıyafeti giymiş
adamların yaptığı yerel müzikler eşliğinde geniş ahşap masa ve
sıralarda, insanlar çeşit çeşit bira içiyor ve bağırarak sohbet
ediyorlar. Otel varışımızın ardından Münih i keşfetmek için serbest
zaman. Geceleme otelimizde.
4. Gün Münih - Rothenburg
Bugün Almanyada ünlü romantik Yol güzergahının başlıca duraklarından
birkaçını göreceğiz. İlk durağımız Fussen. Bu kasabanın özelliği büyük,
görkemli ve hazin hikayeli Neuschwanstein ve Hohenschwangau Şatoları.
Neuschwanstein Şatosu, Disneylandin simgesi olan meşhur uyuyan güzel
şatosuna da ilham kaynağı olmuştur. Kraliyet şatolarının kasabası olarak
da tanınan Fussen, İkinci Ludwig ve kardeşi Ottonun büyüdüğü yerdir.
Çok düşkün oldukları annelerinin ölümü üzerine onun anısına Schwansee
gölünü direkt gören ihtişamlı Neuschwanstein şatosunu yaptırmışlardır.
II. Ludwigin ölümü çok acıklı olup halen gizemini korumaktadır. Ludwig
annesinin anısına yaptırdığı şatosundan seyrettiği Schwansee gölünde bir
sabaha karşı boğulmuş halde bulunur. Rivayete göre şatoyu yaptırmak
için krallığın tüm parasını harcayan ve hazineyi sıfırlayan Ludwig, buna
çok kızan halkı tarafından gölde boğdurularak öldürülmüştür. Ne
hazindir ki şatonun yapımında harcadığı paralar nedeniyle bizzat
halkının öldürttüğü II. Ludwigin şatosu bugün bölgenin en önemli gelir
kaynağıdır. Neuschwanstein şatosunun yanındaki büyük şelale ve
üzerindeki ince köprünün hikayesini ise gezimize saklıyoruz. Şato
gezilerimizden sonra romantik yolun en etkileyici, en güzel şehri olan
Rothenburga doğru yola çıkıyoruz. Akşam yemeğinden sonra serbest
zamanınızı değerlendirmek için katılabileceğiniz etkinliklerden biri
Night Watchman gösterisidir. Rothenburgda yapılan bu ilginç turistik
etkinlik yıllardır süren bir gösteridir. Gösteriye katılan misafirler
Ortaçağ kıyafeti giymiş bir gece bekçisinin, elindeki gaz lambası ile
geçmiş zamanı yansıtan konuşma ve teatral hava eşliğinde, kasabanın dar
sokaklarında yaptığı gece yürüyüşüne dahil olabilirler. Geceleme
Rothenburg da.
5. Gün Rothenburg - Baden-Baden - Strasburg
Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından bu güzel Ortaçağ kasabasını
keşfetmeye başlıyoruz. Şehri çevreleyen surlar dahi estetik kaygılarla
yapılmış. Bu kasaba için pastadan yapılmış diyenler azımsanmayacak kadar
çok. Her yıl şehri 12 ila 15 milyon arası turist gezmekte. Japon
turistler hayran kaldıkları Rothenburgu ve Romantik Yolun aynısını
Japonyada kurmuşlar ve kardeş şehir ilan etmişler. Avrupanın ve hatta
dünyanın en fazla sayıda oyuncakçı ve biblocu dükkanını bu şehirde
bulabilirsiniz. Trafiğin yasak olduğu küçük sokaklarda yürüyerek bir
görsel şölen olan masal evler muhteşem çanlar ve tarihi binaları
gözlemliyoruz. Gezimizi sonlandırırken meydanda Rothenburgun çok bilinen
şehre özgü kurabiyelerini tatma imkanınız olacak. Ardından çok ilginç
bir etkinliği izleyeceğiz. Etkinlik kilisenin saat kulesinde saat başı
gerçekleşiyor. Şahit olacağınız görsel şölen, Rothenburgun tarihinde
önemli bir yeri olan eski Belediye Başkanının iddiaya girip 100 fıçı
bira içip şehrini kurtarmasını tasvir eden kukla gösterisinden oluşuyor.
Meydandaki ünlü kurabiyecide damaklarımızı lezzetlendirdikten sonra
Kara Ormanın eteğindeki Baden Badene doğru yola çıkıyoruz. Baden Badeni
iki defa söylenmesinin bir nedeni var. Aynı isimde Avusturya ve
İsviçrede birer kasaba varmış. Almanlar kendi kasabalarını ayırmak için
iki defa söylemişler. Baden Almancada banyo anlamını taşıyor. Kasabada
adını ünlü kaplıcalarından alıyor. Şehre vardığımızda kendimizi renkli
bir ormanın içerisinde bulacağız. Baden Badende, kentin caddelerinde
değil de, bir ormanın patikalarında yürüyor hissi veren, birkaç kişinin
zor kucaklayacağı kadar kalın gövdeleri, boyları gökyüzüne tırmanan dev
ağaçlar bulunmakta. Panoramik olarak gezeceğimiz yerler arasında
Festspielhaus Opera Binası, meşhur Küçük Prens masalının anlatıldığı Der
kleine Prinz oteli ve Hussel çikolata atölyesi bulunmakta. Gezimizin
ardından Strazburga doğru yola çıkıyoruz. Strazburg a varış ve geceleme
otelde.
6. Gün Strasburg
Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, Avrupa başkenti unvanı
taşıyan Strasburg şehir turu için otelden ayrılıyoruz. Gezimiz esnasında
Strasburgun meşhur evlerinin bulunduğu Fransa ve Almanyanın en iyi
korunan bölgesi olarak adlandırılan eski şehir bölgesinde Notre Dame
Katedralini, Rohan Sarayını, Avrupa Parlamentosunu ve İnsan Hakları
Mahkemesi Binalarını dışardan ziyaret ediyoruz. Akşamüstü dileyen
misafirlerimizle ekstra olarak düzenlenecek olan şehrin üzerine
kurulduğu ünlü Ren nehrinde kısa bir tur gerçekleştirip otelimize
yerleşiyoruz. Strasburg sadece katedrali ve Avrupa Parlamentosu binaları
ile değil, aynı zamanda leylekleri ve nane çayı ile de ünlüdür. Her
seyahatten bir takım yeni alışkanlıklar ile dönülüyor ise Strasburgun
bize hediye edeceği en güzel alışkanlığın nane çayı olacağını
inanıyoruz. Tur sonrası otele transfer ve geceleme Strasburg da.
7. Gün Strasburg - Zurich
Kahvaltının ardından Züriche doğru yola çıkıyoruz. Züriche varışımızla
beraber panoramik şehir turumuz yapılacak. Yaklaşık 400.000 yaşayanı ile
Zürich kenti, iki milyona yaklaşan nüfusa sahip Zürich Kantonunun en
büyük şehri ve başkentidir. Zürich aynı zamanda Futbol Federasyonu, kısa
adı ile FIFAnın da merkezi. Kent Romalılar tarafından Turicum ismiyle
anılmış. Orta çağlarda Protestan reformunun merkezi haline gelmiş,
günümüzde yapılan pek çok araştırmaya göre dünyanın yaşam kalitesi en
gelişmiş kenti. Özellikle finans ve bankacılık konusunda çalışanların
yerleştiği, Almanca başta olmak üzere İngilizce ve Fransızca nın da
konuşulduğu bu şehirde yaşam ve hayat standartları çok güzel. Arzu eden
misafirlerimiz ekstra olarak düzenlenecek olan Engelbert turuna
katılabilirler. Akşam serbest zaman ve otelimizde geceleme.
8. Gün Zurich - Istanbul
Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından kahvaltı sonrası, kişisel
aktiviteleriniz için serbest zaman. Belirlenen saatte buluşarak Zurich
Havalimanı'na doğru hareket ediyoruz. Türk Hava Yolları'nın TK 1910
sefer sayılı uçuşu ile saat 19.55'de İstanbula hareket ediyoruz. Yerel
saat ile 23.45'de İstanbul'a varış ve turumuzun sonu.